11 Aralık 2007 Salı

ADNAN OKTAR'IN (HARUN YAHYA) KALEMİNDEN



Evrenimizi, içinde yer aldığımız Samanyolu Galaksisi'ni, Güneş Sistemimizi ve üzerinde yaşadığımız Dünya gezegenini kuşatan sayısız kanun, denge ve ölçü vardır. Bu kanun, denge ve ölçülerin her biri insan yaşamına imkan sağlayacak bir evreni oluşturacak "mucizevi" bir biçimde, özel olarak hesaplanmış ve düzenlenmişlerdir.

Evrenimizi detaylı olarak incelediğimizde en temel kozmik kanunlardan, en kritik fiziksel değerlere, en küçük dengelerden en ince hesaplara kadar hepsinin ayrı ayrı son derece hassas ölçülere göre ayarlanmış olduklarını görürüz. Bu ayarların ise evrende insanlık diye bir kavramın oluşması için olması gereken en ideal değerlerde olduklarını hayretle farkederiz.

Evrenin genişleme hızından Dünya'nın Samanyolu Galaksisi'ndeki konumuna, Güneş'in yaydığı ışığın cinsinden suyun akışkanlık değerine, Ay'ın Dünya'ya olan uzaklığından, atmosferdeki gazların oranına kadar daha burada sayamadığımız sayısız faktör insan yaşamının var olması için en ideal ölçülerde ayarlanmışlardır. Öyle ki bu ayarların sadece birindeki en ufak bir sapma dahi evrende canlı yaşamının asla var olmaması anlamına gelecekti.

Söz konusu ayarlamaların birinin dahi tesadüfen canlılık için gereken ideal değere sahip olması ihtimal dışıdır. Evrendeki binlerce ölçünün hepsinin ayrı ayrı özel olarak ayarlı olması ise insan aklının kavrama sınırlarının çok ötesinde bir mucizedir.

Gerçekte, evrende insanoğlunun var olması ve yaşamını sürdürmesi için gereken şartların her biri, "tek tek" birer mucize niteliğindedir. Gereken milyonlarca şartın biraraya gelmesi ise uçsuz bucaksız bir "mucizeler zinciri" oluşturur. Bir şeyin mucize olması ise, elbette onun Allah tarafından yaratıldığının bir delilidir. Her karesi ayrı bir mucize olan evren de, çok açıktır ki onu eşsiz bir ilim, kudret ve sanatla var eden Allah'ın eseridir.

Son dönemlerde yapılan hesaplamalar göstermiştir ki, evrenimizi kontrol altında tutan ana kanunlar ve temel fiziksel sabitler şimdiki değerlerinden çok az daha farklı olsalardı, bu evrende canlı yaşamı, dolayısıyla insan yaşamı diye bir şey mümkün olmazdı. Normalde bu fiziksel sabitlerin alabilecekleri sayısız farklı değerler olabilirdi. Ne var ki hepsinin birbirinden bağımsız olarak, evrenin insan yaşamı için şu anki ideal yapısına imkan verecek, özel değerlerde ayarlanmış olmalarını yukarıda belirttiğimiz gibi "mucize" deyiminden başka bir deyimle açıklamak mümkün değildir.

Mucize terimi sözlük anlamı olarak kendiliğinden, doğal şartlarla gerçekleşmesi mümkün olmayan olay, durum demektir. Evrendeki hangi kanuna, hangi ölçüye, hangi fiziksel sabite baksak hiçbirinin tesadüfen ya da kendiliğinden şu an sahip oldukları ideal değerleri almalarının mümkün olmadığını görürüz. Bu da gören gözler için apaçık bir mucizedir. Evrenin her noktasında ve her kanununda kendini gösteren bu mucizeler zinciri ise onu yaratan Allah'ın varlığının ve sonsuz kudretinin bir kanıtıdır.

Son yıllarda bu konu üzerinde yoğunlaşan evren bilimciler ve teorik fizikçiler evrenin insan yaşamının ortaya çıkmasına yönelik akıllara durgunluk veren bu özel ayara "İnce Ayar" (Fine Tuning) adını verdiler. Ve evrendeki bu ince ayarın sayısız örneklerini tesbit ettiler, hesapladılar. Bu bilim adamlarının vardıkları sonucu dile getiren şaşkınlık ve hayranlık dolu ifadelerinden burada birkaç örnek vermek yerinde olur:

— NASA'da astronomi uzmanı Prof. John O'Keefe: "Biz astronomik standartlar göz önüne alındığında, çok fazla özen gösterilmiş, kollanmış ve şefkat gösterilmiş bir grup yaratığız... Eğer evren şu anki en hassas kesinliğinde yapılmış olmasaydı hiçbir zaman var olamazdık. Benim görüşüme göre mevcut şartlar, evrenin insanın içinde yaşaması için yaratıldığını gösteriyor". 1

— İngiliz astrofizikçi Prof. George F. Ellis: "(Evrendeki) bu kompleksliği mümkün kılan kanunlarda hayret verici bir ince ayar görünüyor. Evrende var olan bu kompleksliğin gerçekleşmesi, "mucize" kelimesini kullanmamayı çok güçleştiriyor".
2

— İngiliz astrofizikçi Prof. Paul Davies: "Fizik kanunları çok üstün bir dehanın ürünü gibi görünüyor... Evrenin bir amacı olmalı".
3
— Matematikçi Prof. Roger Penrose:"Demek istediğim şudur ki evrenin bir amacı vardır. Orada öyle, bir şekilde şans eseri var olmamıştır".
4

Bugüne kadar, varılan tüm bilimsel sonuçlar evrenin hiçbir anında, hiçbir noktasında tesadüflere ve rastlantılara yer olmadığını göstermiştir. Evren var olduğu ilk andan şu satırları okuduğunuz andaki son durumuna kadar her karesiyle sonsuz güç ve ilim sahibi Allah tarafından tasarlanmış ve insanın var olması, Rabbinin kudretini ve sanatını görüp düşünmesi, takdir etmesi için yaratılmıştır.

Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün ard arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır. (Bakara Suresi, 164)

Bu kitapta evrenin yaratılmasından içinde yaşadığımız ana kadar geçen zaman içinde gerçekleşen ve süregiden sayısız mucizelerden belli başlı örnekleri ele aldık. Bu mucize örneklerini, (1) Evrendeki, (2) Güneş Sistemi ve Dünyamız'daki, (3) Canlı varlıklardaki mucize örnekleri olarak üç ayrı bölümde topladık.

Bu kitabın amacı evrendeki yaratılış mucizelerinden çeşitli örnekleri gözler önüne sererek Allah'ın sonsuz kudret ve sanatını okurlara hissettirebilmektir. Kitabın diğer bir amacı ise, hikmet gözüyle bakıldığında, gerçekte insanın çevresinde yer alan herşeyin Allah'ın açık birer mucizesi olduğu bilincini elde etmeye vesile olmaktır.


AKILLI TASARIM YANİ YARATILIŞ

Allah'ın yaratmak için tasarım yapmaya ihtiyacı yoktur.

Kitap boyunca yer yer kullanılan 'tasarım' ifadesinin doğru anlaşılması önemlidir. Allah'ın kusursuz bir tasarım yaratmış olması, Rabbimiz’in önce plan yaptığı daha sonra yarattığı anlamına gelmez. Bilinmelidir ki, yerlerin ve göklerin Rabbi olan Allah’ın yaratmak için herhangi bir 'tasarım' yapmaya ihtiyacı yoktur. Allah'ın tasarlaması ve yaratması aynı anda olur. Allah bu tür eksikliklerden münezzehtir. Allah'ın, bir şeyin ya da bir işin olmasını dilediğinde, onun olması için yalnızca "Ol!" demesi yeterlidir. Ayetlerde şöyle buyurulmaktadır:

Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da hemen oluverir. (Yasin Suresi, 82)

Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "OL" der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi, 117)


www.harunyahya.tv

9 Ekim 2007 Salı

ADNAN OKTAR'IN (HARUN YAHYA) KALEMİNDEN



Her An Her Saniye

Gerçekleşen Mucizeler


Ramazan ayı itibariyle yayınlamaya başlayacağımız "Her An Her Saniye Gerçekleşen Mucizeler" başlıklı yazı dizimizde, tüm evrende, kendi bedeninizde ve çevrenizde her an her saniye yaşanan mucizevi uyum ve düzeni gözler önüne sereceğiz. Günlük yaşamda belki de şimdiye dek hiç fark edilmemiş olaylara dikkat çekmek için hazırladığımız bu yazı dizimizde, her gün birbirinden etkileyici mucizelere şahit olacaksınız.


Günlük Hayatın Yoğunluğuna Aldanmadan Düşünmek

Günlük hayatın yoğun temposuna aldanan bazı insanlar, gerçekte ne kadar mükemmel bir sistem içerisinde yaşadıklarından habersizdirler. Gaflet içinde oldukları için kendi yaşamlarının, binlerce farklı olayın belirli bir düzen içerisinde işlemesine bağlı olduğunu dahi fark etmezler. Oysa, hem kendilerinin hem de evrendeki canlı cansız tüm varlıkların ayakta kalmaları, muhteşem bir sistemin, hassas ve kusursuz bir biçimde işlemesiyle mümkün olmaktadır. Örneğin Güneş Sistemi'ndeki bilinen dokuz gezegenin sekizinden hiçbiri yaşam için uygun koşullara sahip değildir. Her biri ölü bir çölden bile daha ıssız ve daha cansızdır. Çünkü kimisinde +475 dereceye varan sıcaklıklar, kimisinde zifiri bir karanlık, kimisinde ise havasız ve susuz bir ortam bulunur. Bazılarında yaşama asla imkan vermeyecek kadar dondurucu soğuklar, bazılarında ise saatte 2000 km.yi bulan fırtınalar ve volkanlar vardır. Sadece Dünya gezegeni canlı yaşamı için uygundur.

Evrendeki muhteşem sistemin sayısız halkalarından her biri diğerleriyle mükemmel bir uyum ve bağlantı halinde işler. Bu halkalardan yalnızca bir tanesi bile olmasa veya işleyişinde bir problem olsa insanın hayal bile edemeyeceği aksaklıklar meydana gelebilir. Bu durum belki de dünyadaki canlılığın tamamen yok olmasına dahi neden olabilir.

İnsan uçsuz bucaksız evren içinde nokta kadar bile yer tutmayan bir varlıktır. Ancak Allah insana lutfederek değer vermiş, tüm bu nimet ve güzellikleri onun hizmetine sunmuştur. Onu her türlü zorluktan, sıkıntı ve zahmetten koruyacak, ona kolaylık sağlayacak ve yine onun hoşuna gidecek sayısız nimet var etmiştir. Bu şekilde Allah insana rahmet kapılarını sonuna kadar açmış ve onu olabilecek en güzel şekilde inayeti altına almıştır. Buna karşılık insanın yapması gereken ise her bir nimet ve güzellik karşısında Allah'a sürekli şükretmektir.

Nitekim iman sahipleri Allah'ın üzerlerindeki rahmetini, büyüklüğünü, Yüceliğini kavrayarak her zaman O'nu yüceltirler. Çünkü kendilerine verilen her türlü nimet karşılığında kendilerinden istenen sürekli nimetleri anan ve hamd eden birer kul olmalarıdır.